Sandıkların hala işliyor olması en büyük sevinç kaynağı, kazanım ve güvencedir. Sivil toplum güçlenmeye devam edecektir. Cumhurbaşkanı katılımıyla Anayasa ve yasa ihlalleriyle seçim kampanyası yürüten, yıllardır hem mali olarak hem demokratik olarak yanlış politikalar izlemekte ısrar eden bir hükumet, halk tarafından sandıkta iktidardan indirilmiştir.
Meclis farklı dine ve etnisiteye mensup üyeleriyle, daha çok kadınıyla, daha çok genciyle renklendi, çeşitlendi, güzelleşti.
HDP’nin mecliste temsil edilmemesi, zaten gayrımeşru olan seçim sistemimizi ve demokrasimizi tamamen tıkar ve Türkiye’yi tamamen felç ederdi. Yeni bir Anayasa görüşülürken HDP ve temsil ettiği oyların parlamentoda olmaması da düşünülemezdi. Kürt siyasi hareketinin ve azınlık haklarının savunulmasının yeri meclistir. Bu kazanımın dönüşü olmamalı.
%13 oyunun %5’ini İstanbul ve İzmir’den alan HDP’nin sözlerine sadık kalması hatta ileri götürmesi gerekir. Aldığı oyların azımsanmayacak kısmı etknik değil, dayatma ve çağ dışılığa başkaldırıdır. HDP, Türkiyelileşmeden, hiçbir birey olması gerektiği şekilde Türkiyelileşemeyebilir.
AKP’nin “demokratik açılım” konusundaki samimiyetsizliği ve hataları HDP’ye ve MHP’ye yaradı. AKP’nin hataları ve HDP’nin yükselişi, MHP’ye oturduğu yerde oy arttırdı.
CHP’nin barajın %3’e inmesi için yaptıkları başta olmak üzere mecliste yaptığı çalışmalarını, seçim çalışmalarını, katılım çalışmalarının unutmak, Kılıçdaroğlu’nun ve CHP’nin bir defa bile HDP’ye oy vermeyin şeklinde veya aleyhte bir kelam etmemesini unutmak hakkaniyete sığmaz. İlk defa kendi isteğiyle hakim gözetiminde ön seçim yaptı ve bu ön seçimler Sarıgül’ün bile meclise girememesi gibi bir sonuç yarattı. Buna rağmen her kesimden Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırılar ayıplanabilecek kadar ağırdı.
CHP bir an önce, zaten aslında doğal fidanlığı olan, yüksek teknik bilgi ve eğitim sahibi dünyaya entegre gençlerle kimlikler üzerinden siyasetin yapılmadığı daha olgun dönemler için hazırlık yapmalıdır.
AKP bir an önce geçmişine sünger çekmek ve makuliyete dönmek üzere önlemler almaz ise bir çözülme sürecine girmesi beklenebilir.
Bundan sonra koalisyon kimden müteşekkil olacaksa olsun, ivedilikle halkın vicdanını yaralayan, anti-demoktratik ve ekonomik olarak Türkiye’ye fren yaptıran yasalar değiştirilmeli, bu tür politikalardan dönülmeli, seçim barajı %3’e indirilmeli, katma değerli üretime ve teknolojiye dayanan, mantıklı bir mali politika izlenmeli ve herşeyden önce ne pahasına olursa olsun YARGI BAĞIMSIZ kılınmalıdır.