Savcı Bharara ve Zarrab yargılaması detayları
New York Barosu avukatı Burçak Ünsal, Reza Zarrab’ı tutuklatan savcı Preet Bharara’yı ve yargılama sürecini Özgür Düşünce’ye anlattı.
Reza Zarrab ile ilgili hukuki süreç soruşturmanın ötesine geçmiş ve davanın ilk aşaması olan büyük jürinin dava açılmasına karar verme aşaması tamamlanmıştır. Davaya, Uzan davalarından hatırladığımız Güney New York Bölge Federal Mahkemesi bakacak.
Burada herşeyden önce savcının kimliğine ve hukukun üstünlüğünün uygulanışı sayesinde bugüne kadar yaptıklarına bakmak gerekir. Washington DC’de yaptığım çalışmaların mahiyeti sebebiyle yakından takip ettiğim hatta zaman zaman aynı ortamlarda bulunduğum savcı Bharara politik suçlulara karşı verdiği amansız hukuk savaşlarıyla tanınıyor. Bugüne kadar onlarca senatörün, valinin, siyasinin hatta W. Bush hükumeti hakkında 36 soruşturma, 220 yolsuzluk araştırma komitesi kurulmasını ve 6 Bush hükumeti yetkilisinin istifasını sağladı.
Sadece ABD’li siyasileri değil, 25 farklı ülkede ve kendi ülkesinde mali suçları, organize suçları ve siber suçları takip ediyor. Gambino ve Colombo aileleri gibi mafya örgütlerinden, Citibank, Bank of America, JP Morgan gibi dev finans kurumlarına kadar herkesin hukuka aykırı işlemlerine karşı cesaretle gidebiliyor.
Tabii bunları ABD’nin kendisine ve onun gibi savcılara sağladığı fiziksel ve hukuki güvenlik, bağımsızlık ile yapabiliyor. Türkiye’de Aralık 2013’de üç aya yakın tutuklu kaldıktan sonra serbest kalan Zarrab ile ilgili ABD’nin yapabildiği bu takibat, dogal olarak bir ABD savcısının ve ABD sisteminin Türkiye’de kahramanlaşması gibi bir sonucu doğuruyor. Bu durumu sosyal olarak incelersek Türkiye’de adalete ne denli büyük bir hasret ve açlık olduğunu da görebiliriz.
Uzun zamandır ABD yargı ve istihbarat makamlarının bilgi ve delil toplama çalışmaları sürüyordu. Bu bilgi ve delillere istinaden savcı federal büyük jüriyi suç işlendiğine ilişkin ve faillere ilişkin güçlü şüphe varlığı ile ikna etti ve 19 Mart’ta Zarrab tutukladı. Savcı ve büyük jürinin o aşamada birlikte yaptığı ifade dinleme ve diğer esasa ve usule ilişkin işlemlerden sonra da Zarrab 21 Mart’ta hakim önüne çıkarıldı ve kısa iddianame ABD Adalet Bakanlığı tarafından yayınlandı.
Buna göre isnad edilen suçlar (i) ABD devletini dolandırmak, (ii) ABD tarafından uygulanan ekonomik yaptırımları ihlal etmek, (iii) banka dolandırıcılığı ve (iv) karapara aklama suçlarıdır. Bu suçların azami ceza sürelerini topladığımızda 55 yıl hapis ediyor. Ancak bunlardan herhangi biri, mesela ekonomik yaptırım ihlali, münferit bir fiil teşkil edebilecek şekilde birden fazla işlendiyse ceza süresi artabilir. Veya Zarraba suçunu itiraf edip, delilleri göstermesi ve suçun her boyutuyla aydınlatılabilmesi için işbirliği yapmasını teminen “itiraf pazarlığı” teklif edebilir. Bunu kabul eder, itirafta bulunur, işbirliği yaparsa ceza süresi kısalabilir.
Dosyanın mahkeme tarafından görüşülme ve duruşma safhası başlayınca çok detaylı olarak tüm bilgiler, varsa ilgili kimselere ilişkin iddialar ve deliller anlaşılabilecek. Dava sonucunda ortaya çıkabilecek maddi vakıalara göre eğer başka Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının da yukarıda anlattığım suçlara karıştığı tespit edilirse o kişiler hakkında da ABD aynı süreci işletme yoluna gidebilir.
Örneğin 2014’te İspanyol Alvaro Lopez Tardon, Miami’de karapara aklama ve uyuşturucu kaçakçılığından 150 yıl hapse çarptırıldı. 2004’te Ukrayna eski başbakanı Lazarenko, siyasi sığınma talebi ile gittiği Amerika’da aralarında karapara aklama, banka dolandırma ve çalıntı mal sevkiyatı suçlarından tutuklanmış ve hüküm giymişti. Bu örnekler çoğaltılabilir. Herkese ABD için tehdit teşkil eden yabancı tüzel ve gerçek kişiler ile ilgili çalışmalar yapan OFAC yani ABD Hazine Bakanlığı’nın Yabancı Varlıklar Kontrol birimini incelemesini öneririm.