Şiir Okumaktan Hapis Yatan Sayın Başbakanım, Aynısını Başkasına Lütfen Yapma!
İçişleri Bakanı Güler, günlerdir Sayın Başbakan’ın “baş belası” olarak niteleyip açık hedef gösterdiği sosyal medya hakkında kanuni kısıtlamalar yapılacağını ve sosyal medyada yapılan paylaşımlar ile ilgili daha önce İzmir’de yapıldığı şekilde cezai işlem yapılacağını dün (17.06.2013) açıkladı.
Daha önce bir yazımda ele aldığım gibi sosyal medyada kişilerin görüşlerini, düşüncelerini, duygularını, siyasi faaliyette bulunması siyasi eleştirilerini belirtmesi Anayasamızın ve Türkiye Cumhuriyeti kanunlarının ve ülkemizin taraf olduğu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin güvencesi altındadır.
Bunların güvence altında olmasından öte, Ceza Kanunumuz tehdit kullanarak, bir kimseyi dinî, siyasî, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya veya değiştirmeye zorlayan ya da bunları açıklamaktan, yaymaktan yasaklayan kişiyi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırır.
Ayrıca Ceza Kanunumuz, kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, SİYASİ DÜŞÜNCE, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım yapmayı kesin olarak yasaklayarak, bu sebeplerle hizmetlerden mahrum bırakılmasını cezaya bağlar.
Ülkemizi anayasa ve kanunlar çerçevesinde, adil ve hakkaniyetle yönetmek zorunda olan ve müslüman olduğu için aynı zamanda İslâm ahlâkına da uygun davranması beklenen hükûmetimize sesleniyorum: Şu halde meclis çoğunluğuna dayanarak insanların siyasi, sosyal, felsefî inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamalarını engellemek, kanun ile yurttaşları tehdit ederek bu özgürlükten mahrum bırakmak 11 yıldır tek başına hükûmet eden kişilere yakışır mı?
Zamanında okuduğu bir şiir yüzünden hapse giren bir Başbakan kendi çektiği, ailesinin bu sebeple çektiği acıları nasıl aynı şekilde başkalarına yaşatır? Başbakan ve partisi, aynı mücadeleden gelmiş insanlar fikir, din ve vicdan hürriyeti olmadığından yakınıp, bu şekilde bu milletin teveccühünü kazanmadı mı?
Böyle bir siyasi kültür, geçmiş ve söylemden gelen bir hükûmetinin şimdi farklı bir şiir okunduğu için o şiiri okuyanları hapislere sürüklemesi HUKUKA DA KENDİ İLKELERİNE DE AYKIRIDIR!
Böyle bir kanun Anayasa’ya, Türkiye’nin imza attığı ve anayasaya aykırılığı dahi ileri sürülemeyecek kanun hükmünde olan uluslararası sözleşmelere, ve yukarıda anlatıldığı gibi Ceza Kanunu’na aykırı olacaktır.
İnsanları silahlı mücadeleye, birbirini öldürmeye, maddi zarar vermeye kışkırtmadıkça insanlar fikirlerini özgürce ifade edebilmelidir. Sosyal medya bu hürriyetin kullanılmasının sadece bir aracıdır ve bu temel insan hakkından bağımsız ele alınamaz.
21. yüzyıl Türkiye’sinde artık sosyal medyaya ve geleneksel medyaya sansür koymak temel insan haklarının ihlalidir ve bu kadar baskı kişisel, toplumsal psikolojiyi bozar, toplumsal infial yaratır ve Türkiye’yi kendi kanunları önünde ve uluslararası kamuoyu önünde suçlu durumuna düşürür.