15 Temmuz darbe girişimi ve OHAL dönemini de kapsayan 2016’nın ikinci yarısında Türkiye, Twitter’da yaptığı içerik kaldırma talepleriyle yine açık ara birinci oldu.
2016’nın ilk yarısına göre Türkiye’nin taleplerin %25 artış olurken ikinci Fransa ile aradaki fark neredeyse 3 kata yaklaştı. Türkiye, bu dönemde 844’ü mahkeme kararı, kalanı idari makamların talepleri olmak üzere toplam 3076 içerikten kaldırm talebi yaptı. Twitter bu talepler sonucu 290 hesaba ve 489 tweete Türkiye’den erişimi engelledi. Buna rağmen Twitter’ın bu taleplere uyumu %18 azaldı. Devamını oku
Türkiye, 2493 içerikten kaldırma talebiyle yine birinci sırada yer aldı. Twitter, bu taleplerin sadece 394 tanesini yerine getirdi.
Türkiye, bu dönemde 280 adet hesap bilgisi talep etti. Bu taleplerden Twitter tarafından yerine getirilen olmadı.
Twitter 2016 senesinin ilk yarısına ilişkin şeffaflık raporunu açıkladı. Raporun tarih aralığı itibarı ile Temmuz ayı ve sonrasını yani, ülkemizde darbe girişiminin yaşandığı dönem ile sonrasındaki olağanüstü hal dönemini kapsamıyor.
Arama motorları, dijital medya, dijital veri yönetimi hukuku ile ilgili herşeyi konuşacağımız etkinliğe bekleriz. Etkinlikten sonra önemli hukuki içerikler sunacağım bu linki takip etmeye devam ediniz.
Twitter’ın 2015 Temmuz – Aralık dönemi son Şeffaflık Raporu’na ilişkin dikkat edilmesi gereken önemli veriler şöyle:
İçerikten kaldırma idari kurum (hükumet) talepleri 310’dan 1761’e çıktı. Twitter’a 50 ülkeden gelen toplam 4131 talebin 1/4’ünden fazlası sadece Türkiye’den geldi ve Türkiye en fazla içerik çıkarma talebi yapan ülke oldu.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakülktesi’nde 22 Aralık 2015 tarihinde gerçekleştireceğimiz Bilişim Hukuku Zirvesi’ne tüm ilgililerin değerli katılımı çalışmayı zenginleştirecektir. Program detaylarını aşağıdaki iki dosyada bulabilirsiniz.
Twitter Türkiye Kamu Politikaları Müdürü Sayın Emine Etili ile teknoloji, hukuk ve insani gelişim tartışacağımız panel 27 Ekim, Salı günü. Kayıt ve program detayları için Digital Talks Sonbahar 2015 web sitesini ziyaret ediniz.
Bu seyrek gerçekleşebilecek önemli panele katılarak yapacağınız soru, yorum katkılarını da dikkate alarak kaleme alacağım konu ile ilgili makalemi Yeni Arayış’ta yayınlayacağım.
Twitter, 17 Nisan 2015’te açıkladığı bir ilke değişikliği ile hesapları, ABD hesabı ve ABD harici hesaplar olmak üzere iki farklı sisteme uygun olarak yöneteceğini açıkladı. Unutulmasın ki bu değişiklikler çok moda haline gelen Persicope için de söz konusu.
Buna göre ABD’de yaşayanların hesapları San Francisco’da bulunan Twitter Inc. tarafından, ABD harici ülkelerde yaşayanların hesapları ise Dublin’de bulunan Twitter International tarafından yönetilecek.
Bu ilke değişikliği Twitter’ın Ekim 2014’te ABD Federal Hükumetinin hesap ve kullanıcı bilgi taleplerinin ABD Anayasası’na aykırı olduğu gerekçesi ile New York’ta dava etmesinden sonra çok daha fazla anlam kazandı.
ABD’de yaşayanların hesapları, NSA’in (Milli Güvenlik Kurumu) ve mevzuatının etkili olabildiği kararları çıkaran ABD mahkemelerine ve ABD hukukuna tabi olacak. Ancak ABD’de bulunmayanların hesapları Irlanda şirketi tarafından yönetilecek, veriler İrlanda’da saklanacak ve AB mevzuatına ve İrlanda Veri Koruma Kurumu’nun düzenlemelerine tabi olacak.
Burada herkesin gözden kaçırdığı en önemli nokta bence bu değişiklik sayesinde ABD mahkemelerinin ve makamlarının ABD’de olmayanların hesapları hakkında talep ettiği bilgi ve verdiği kararlar bakımından Twitter’ın bu talep ve kararlara uymaktan imtina edebilecek olmasıdır. Bundan sonra ABD makamları, ABD’li olmayan hesaplar bakımından kendi kanunlarını ancak uluslararası anlaşmaların izin verdiği usul ve esaslar çerçevesinde uygulatabildiği kadar uygulatacak.
Tabii bu durum hemen aklımıza ülkemizdeki idarenin “bize bilgi vermiyorlar, bizim kanunlara uymuyorlar, onları dizlerinin üzerine çöktürdük” gibi ifadeleri geliyor. Daha önce de verdiğim bir çok karakteristik örnekte olduğu gibi herşey hukuk çerçevesinde yapılabilir, yapılmalıdır ve yapıldığında olur!
Bu değişikliğin reklam ilkeleri bakımından da Twitter’ın hem leyhine, hem de aleyhine olabilecek bazı sonuçları da olabilir. AB içinde nisbeten daha gevşek mahremiyet düzenlemeleri olduğu bilinen İrlanda dijital pazarlama bakımından avantajlı olabilse de, reklam ilkeleri bakımından AB mevzuatı, ABD’ye göre daha muhafazakar sayılabilir. Bu arada belirtmekte fayda var ki, İrlanda, Veri Koruma Kurumu’nun bütçesini 1,9 milyon Avro’dan, 3,85 milyon Avro’ya çıkardı ve yeni bir veri koruma ve mahremiyet düzenlemesi yapmakta. Bunu da İrlanda’nın kendisini baz olarak kullanan Twitter, Facebook, Google gibi şirketlerin mahremiyet politikalarını daha yakından takip edeceği şeklinde yorumluyorum.
Söz konusu değişiklik 18 Mayıs 2015’te yürürlüğe girecek.
Twitter’ın 21 Nisan 2015’te (dün) ilan ettiği bir diğer ilke değişikliği de Twitter’ın istismara karşı açtığı savaşın bir sonucu. Twitter, kullanıcıların en güvendiği, mutlu olduğu ve emniyette olduğu dijital platform olmak istiyor. Bu sebeple bundan sonra seri olarak alacağı ilk tedbir olarak doğrudan şiddet ve tehdit söylemi yasağına, şiddeti ve tehdidi kışkırtacak, teşvik edecek söylemleri yasaklamayı ekledi.
Teknoloji ve Internet, kendi oto kontrolü ve düzenelemeleriyle yaşamaya ve evrilmeye, güçlü bir şekilde devam ediyor!